Social Media Week kapsamında 8 Şubat 2011 Salı günü Galatasaray Üniversitesi Coşkun Kırca Salonu’nda “Homo Digitalis & Popüler Kültür” oturumu Fatih Güner‘in moderatörlüğünde, Reklam Yaratıcıları Derneği başkanı, Fayda kurucusu ve yaratıcı yönetmeni, Birgün Gazetesi yazarı İlyas Başsoy; gazeteci, yapımcı Elif Dağdeviren; gazeteci, yazar Yiğit Karaahmet ve yazar Sami Hazinses (Aras Öztürk Çolak)’ın katılımıyla gerçekleşti.
Oldukça keyifli geçen oturumda sosyalliği, asosyalliği, takip ettikleri ve takip edenleriyle “Dijital İnsan” ele alındı.
Sanal ortamlardaki sosyallik düzeyinin veya bir ölçüt olarak takipçi sayısının, gerçekten de bireylerin sosyalliğiyle ilişkili olup olmadığı sorusuyla başlayan sohbette; takipçi sayısının çokluğundan ziyade o kişilerle girilen etkileşim ya da kurulan iletişimin ne kadar etkili olduğunun önemine vurgu yapıldı. Takipçilerin, yazarların samimiyetine duydukları inancın ne kadar önemli olduğuna dikkat çekilirken; sorgulanan bir diğer nokta ise sanal ortamdaki paylaşımlarımızın gerçek hayatla paralelliği oldu. Konuşmacılardan bazıları dijital hayatıyla günlük hayatının iç içe geçmesi taraftarı olmadığını belirtirken, bir diğer bakış açısı ise kişilerin internetteki paylaşımlarının gerçek hayatlarıyla paralel hale geldiği de savunuldu.
İnternetin sosyalliği artırması ya da azaltması konusunda belirtilen fikirler, internetin sadece asosyal insanların kendini ifade edebildikleri bir yer olmadığı, günlük hayatlarında hali hazırda sosyal olan kişilerin sosyalliğini arttırdığını, daha az sosyal kişiler için ise kendilerini ifade edebilmek için yeni bir kapı açtığı yönündeydi. Özellikle vurgulanan noktalardan birisiyse internetin artık asosyallik değil, günlük hayatımızın her anında kullanabildiğimiz pratik mobil aletler sayesinde atıl zamanları değerlendirecek bir araç haline gelmesiydi.
Sanal ortamdaki paylaşımların diğer mecralardan veya gerçek hayattaki paylaşımlardan farklılaştığı yönlerine değinildiğinde ise internet üzerindeki paylaşımlarımızın daha samimi ve gerçek, kendimizi daha net ifade edebildiğimiz bir dışavurum aracı haline geldiğinden bahsedildi. Özellikle Twitter’ın insanlar hakkında net ve objektif fikir sahibi olabilmek için doğru bir gözlem alanı olduğuna vurgu yapılırken, bu mecranın diğer bütün örneklerden farklı bir deneyim sunduğu belirtildi.İletişim kurabileceğimiz bir kimsenin bulunmadığı ortamlarda Twitter’ın bizi anlayacak, o anki düşüncelerimizi paylaşacak birilerini bulmamıza yardımcı olduğu; bu yönüyle de batı kültüründen edindiğimiz şehir yaşamındaki yalnızlaşmış bireylerin tek başına kalma korkusuna ve ilişki kurma ihtiyacına çare olduğu, adeta gerçek bir sosyal hayat simülasyonu görevi gördüğüne değinildi.
Son olarak doğru kelime seçimiyle oluşturulmuş link içeren tweetlerin tıklanma oranının %8-10 civarında olduğu bilgisi paylaşılarak, bir iş modeli olarak Twitter kullanılabilir mi sorusuna cevap arandı. Katılımcıların görüşleri, internet sitelerinde oluşturulan içeriklerin, Twitter’da linklerini paylaşmanın hem kullanıcılar için büyük bir kolaylık yaratacağı, hem de içeriklerin görüntülenme sayısını arttıracağı için destekleyici bir unsur olarak kullanılabileceği yönündeydi.
İpek Mete
Sevgili İpek METE, ellerine sağlık..
Bu alanda yeni olmasına rağmen, hızla yol alan başarılı bir arkadaşımız.. Yazılarının ve daha nice emeklerinin devamını bekliyoruz..