“DIGITURK ve Google Laf Yarışında”

Derken ardı ardına taraflardan açıklamalar geldi. Önce DIGITURK gerek TV’ye gerekse yazılı medyaya yaptığı açıklamalarla kamuoyunu bilgilendirdi. Bunun üzerine Google da boş durmadı ve bir açıklama da ondan geldi. Peki bu üst üste yapılan açıklamalarla taraflar söz konusu krizi doğru bir şekilde yönetmeyi başarabildiler mi? Tek bir açıklama yaparak konuyu kamuoyu vicdanına mı bırakmak doğru bir stratejiydi yoksa üst üste açıklama yapmak mı? Biz de bu sorunun yanıtını Marka Danışmanı Fatoş Karahasan’a soruyoruz. İşte Karahasan’ın Marketing Türkiye’ye özel yaptığı açıklamalar:

“İnternetli yılların henüz başındayız. Kullanıcı sayıları, bağlantı hızları, akıllı cihazların penetrasyonu artmış, gelişmiş yazılımlar insanlığın hizmetine ücretsiz olarak sunulmuş olabilir. 7 yılda 550 milyon üyeye ulaşan Facebook ve benzeri sosyal ağların, insanların davranışları değiştirdiği savunulabilir. Web 3.0’dan söz edilebilir. Ancak, beyinler ve  bakış açıları değişmedikçe, teknolojik gelişmenin hiç bir şey ifade etmediğini anlamak lazım.. Yıllarca Youtube yasaklısı bir ülke olduk. Fikri mülkiyet ve yayın hakları başlığı altında, diğer ülkelerde rahatça izlenen pek çok siteden mahrumuz zaten.

Google-DIGITURK çekişmesinin hukuki boyutu,  hukuku ilgilendirir. Ama biraz da sağduyu ve saygı sahibi olmak gerekmiyor mu? Bir anda, size güvenerek yola çıkan, deneyimlerini, düşüncelerini paylaşan, yaşamlarını açan bloggerlara, “yok kardeşim bu dükkan kapandı, al günlüğünü başka yere git” demek, güvenilir bir ilişkinin göstergesi olabilir mi?

İnternet özgürlük getirdi. Doğru. Ancak, daha yolun başındayız. Öyle kendimizi hemen kaptırıp da, “kitlelerin gücü artıyor, bak Orta Doğu’ya, İran’a, halklar ne güzel internette demokrasi yaratıyor” romantizminden de uzak durmak gerekli. Ben marka yönetimi kurallarına göre, her iki markanın da bu olayda, hiç de müşteri, veya- kullanıcı- odaklı olmadığını düşünmüyorum. Bunu pek umursuyor gibi de durmuyorlar zaten. İkisi de tekel durumundalar. Güçlerini biliyorlar. Bu doğrultuda davranış sergiliyorlar. Açıklamaları savunmadan ibarettir. Kendi aralarındaki bir laf yarışıdır. Dijital çağın düşünce yapısına uzaktır. Bu yüzden, açıklamalarının hiç bir duygusal değeri olmadığını düşünüyorum.”