Habertürk gazetesi bazı uzmanların görüşünü aldı. Haberin tamamınıysa buradan okuyabilirsiniz.
Doç. Dr. Aslı Tunç
“Türkiye’de sosyal medya üzerinden örgütlenme daha yeni başlıyor”
21. yüzyıl gençleri için sosyal medya hızlı örgütlenmenin vazgeçilmez bir mecrası. Siyasal partiler özellikle gençlerin teknolojiyle olan ilişkilerini analiz edemiyor ve politik aktörlerin refleksleri bu nedenle çok geride kalıyor. Kanımca şu anda sosyal medya muhalif kimliklere yaşam alanı sağlayan tek heyecan verici ortam. Geleneksel medya son yıllarda özellikle dinamik ve genç nüfusun sesi olmayı yitirdi. Geleneksel medyanın hantal kurumsal yapısı, iktidarla olan ilişkileri, şişkin egoları besleyebilen yapısı, acımasız sektörel rekabetin parçası olması kıvrak ve anlık muhalefete olanak tanımıyor. Artık sivil itaatsizlik kavramı önce sosyal medyada oluşuyor sonra da toplumsal sorunların boyutuna göre sokaklara taşıyor.
Şu an için partilerin ya da bildiğimiz anlamdaki örgütlerin yerini sosyal medya alamaz kuşkusuz. Burası bambaşka, yatay örgütlenmeye olanak tanıyan, hiyerarşisi olmayan bir yapı. Bence özellikle baskıcı iktidarlar sosyal medyanın tetiklediği örgütlenme gücünde ürküyorlar. Yeterli düzenlemelerin olmadığı ve siyasi aktörlerin istediği gibi at oynattığı bir medya sektöründe geleneksel medyayı iktidara yakın hala getirmek, ele avuca sığmaz milyonlarca öfkeli, dertli ve alaycı gencin kullandığı sosyal medyaya hakim olmaktan daha kolay. Türkiye interneti sansür etme çabasının altında muhafazakarlıkla birlikte biraz da bu kaygı yatıyor. Türkiye’de sosyal medya üzerinden örgütlenme daha yeni başlıyor. Gençlerin internete sansür isyanı kanımca bunun ilk adımıydı.
Sosyolog Nilüfer Narlı
“Yeni medya teknolojisi siyasi mobilizasyonda önemli bir rol oynuyor”
Partilerin ya da örgütlerin yerini sosyal medya almadı sadece örgütlenmenin alanı değişti. Eskiden insanlar meydanlara çıkarlar, örgütlenirlerdi. Şimdi ise insanlar geniş bir alan olan siber alanda hızla örgütlenebiliyorlar Eğer isterlerse sonrasında da fiziksel alanlarda da örgütleniyorlar. Alanlara çıkıp protestolarını yapıyorlar, fiziksel alanda olmazsa tekrar siber alana geçebiliyorlar. Bir siyasi meseleye bir siyasi soruna insanların cevap vermesi eskiye göre çok daha hızlı. Çok daha hızlı örgütleniyorlar.Yeni medya teknolojilerinin siyasette oynadığı role bakmalı. Yeni medya teknolojisini kullanarak insanlar hem siyasi bilgileri hızla paylaşabiliyorlar hem de ve hızla örgütlenebiliyorlar. Yeni medya teknolojileri siyasi mobilizasyonda çok önemli bir rol oynuyor. Dünyadaki bütün iktidarlar sosyal medyanın gücünün farkına vardı. Sosyal medyayı kontrol ve manipüle etmeye çalışacaklar
İnternete sansür isyanı hızla sosyal medya üzerinden organiz edildi. Sosyal medya öyle bir şey ki siz bilgileri hızla dağıtıyorsunuz, insanları hızla örgütlüyorsunuz. Bakın Venezüela’da 1 milyon insan SMS yoluyla toplandılar ve Chavez’i geri getirdiler. Arap dünyasındaki olaylarla da sosyal medyanın farkına vardık.
Dr. Maya Arakon
“Hükümetler sivil toplumun taleplerini göz önünde bulundurmak zorunda”
Partilerin ve örgütlerin yerini sosyal medya aldı demek çok doğru olmaz. İkisini toplumsal rolü çok farklı. Partilerin siyasetteki, sosyal medyanın sivil toplumdaki rolu çok farklı. Ancak sosyal medya sayesinde örgütlenme ve hız arttı. Dolayısıyla bir durum karşısında, eskisine oranla daha geniş ve etkin kitlelere ulaşılabiliniyor. Bunu Ortadoğu’daki Arap Baharı’nda da gördük. Hükümetler sivil toplumun taleplerinin göz önünde bulundurmak durmunda kaldı. Eylemler daha küresel oldu.
İktidarın korkusu geleneksel medya değil de sosyal medya demeyelim, çünkü korku yerine kaile alma durumu demek daha doğru olur. Hayır geleneksel medya sosyal medyanın yerini alamaz. Gazeteciliğin toplumu yönlendiren bir önemi var. Ancak şu bir gerçekki medyanın yapısı da değişiyor. Sıradan bireyler gazetecilere ait alanlara girebilir hale geldi. Sosyal medyanın ağırlığı dikkate alınır oldu.
Türkiye’de internete sansür isyanı için bir sosyal medya patlaması demeyelim ama elbette. Hepimizin bireysel bilgiye ulaşım hakkı var. Bu yönde işlevinin olması sevindirici.
Yazar Zeynep Atikkan
“Sosyal medya öfkeli insanların kendilerini ifade edebileceği güçlü bir mecra oldu”
Sosyal medya, partilerin ve örgütlerin yerini almadı ama sosyal medya toplumsal hareketlerin ve siyasetin önemli bir dinamiği haline geldi. Merkez partiler toplumların özellikle de gençlerin beklentilerine cevap veremiyorlar. Avrupa’da 2008 krizinin sosyal etkileri daha yeni hissediliyor. Olayların İspanya’dan başlaması rastlantı değil. İspanya’da 30 yaşın altındakilerin yüzde 45′i işsiz ve iş bulma imkanları yok. Geleneksel siyasi partiler bu davaların sahibi olamadılar. İşte bu umut proleterlerinin yeni umut kapısı sosyal medya oluyor bir bakıma! Yani sosyal medya, öfkeli insanların kendilerini ifade edebilecekleri güçlü bir mecra haline geldi. Bundan sonra dünyanın her yerinde sosyal hareketler büyük çapta sosyal medyada şekillenecek.
Eğer geleneksel medya asli görevini yerine getirmiş olsaydı yani dördüncü kuvvet görevini layikiyle yapsaydı iktidarların korkulu rüyası olmaya devam ederdi. Geleneksel medya çoktan bu işlevini yitirdi. İliştirilmiş gazetecilerden, RTÜK yasaları çıkarken susma hakkını kullanan köşe yazarlarından ve de okura haber ve bigi vermek yerine toplum mühendisliği yapan bir medyadan hiçbir iktidar korkmaz. Sosyal medya bağımsız insanların mecrası…Bu nedenle de bir umut kapısı. Tabii burada da çok romantik olmamak lazım, eski hastalıkların sosyal medyaya bulaşma ihtimali de çok yüksek.
İnternet, sosyal medya, bloglar vs. konusunda Türkiye beni hayal kırıklığına uğratıyor. Genç nüfuslu Türkiye’nin sosyal medya konusunda daha aktif olması gerekirdi. Türk toplumu hiçbir sansür konusunda duyarlı değil. Kitaplar toplatılırken kimsenin sesi çıkmadı Türkiye’de. Sosyal medya patlamasından söz edebilmek için sosyal medyanın gücüne inanmak gerekli. Henüz bu bilincin yerleştiğini sanmıyorum.
Sosyolog Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay
“Halk artık siyasetin öznesi olmak istiyor”
Partilerin biçimsel demokrasi açısından işlevsizliği ortaya çıkıyor. Galiba böyle bir algılama var. Bunda da çok haksız değil kitleler. Bunun esas, radikal bir şeyi Fransa’da Alain Badiou ve arkadaşlarının partisiz politika dediği bir örgütlenme var. Bu tamamen örgütlerin kurumların olmaması anlamına gelmiyor. Ama mevcut partilerin dışında bir alternatif geliştirerek, temsili biçimsel demokrasinin tıkanıklıklarını aşmaya yönelik. Ama bunlarınki radikal. Şimdi bilmiyorum nedenen esinleniliyor ama baktığınızda görüyorsunuz. Bir kişiler arası münazaraya dönüşmüş durumda. Seçimler bir şenlik gibi sanki. Üniversite şenlikleri de bunun gibi oluyor. Bu artık kitlelerin, esas problemlerin öznesi olan, çözümünde öznesi olan kitlelerin, halkın tamamen dışlanması veya sadece onay mercii olarak görülmesi. Bu demokrasi, yani adaylarımızı onaylıyor musunuz, yani biz bunları milletvekili olarak seçmiş oluyoruz. Oysa liderler tarafından belirlenmiş adaylara evet diyoruz. Partiler belirliyor. Bence böyle bir şey, alternatif bir siyaset formu geliştirmek haklı. Yetersiz bu anlamıyla.
Yani bilemem bu korku mu ama bir alternatif kurulu olanı bi anlamda korkutur. Çünkü mevcudun tamamen dışında hem maddeten hem zihin olarak yani… Kavramlar açısından, yaklaşım açısından, bakış açısından bir alternatif sunma gündeme geliyor. Bu bize sunulanın yani var olanın ne kadar eksik olduğunu göstereceği için bu korku yaratıyorsa olabilir tabii.
Sizin haberlerinizde okudum. Sanırım 5 bin site yasaklıymış. Aslında internet alternatif bir demokrasi iletişimi geliştirdi. Tabii bunun kötüye kullananı da var vesaire.Bunlara tedbir alına bilir, o ayrı bi şey. Ama sonunda dünya ile haberleşiyorsunuz. Dünya ile gruplar arasında bir temas oluyor. Ve dünyanın meselesi bizim meselemiz ya da bizim meselemiz dünyanın meselesi haline gelebiliyor. Haberdar ediyoruz, biz haberdar oluyoruz. Bunlar önemli şeyler. Sosyal medya dediğimiz, gelişimi, oluşumu açısından… Buralardan başlayacak. Yani mevcut demokrasinin, benim şahsi fikrim biçimsel demokrasinin yetersizliği, tıkanıklığı gün gibi aşikar. Ve sadece bu bizim problemimiz değil, dünyada da bu böyle. Bunun farkına varanlar gerçekten siyasetin öznesi olmak istiyorlar.