Pazarlama 3.0 Nedir?

En büyük fırsatlar Pazarlama 3.0′ı uygulayan pazarlamacıların önüne gelecek.

Çok önceleri, sanayi devrimi sırasında teknolojinin merkezinde endüstriyel makinelerin bulunduğu dönemde pazarlama; fabrikanın ürünlerini onları alacak herkese satmakla ilgiliydi. Ürünler oldukça basitti ve kitlesel bir pazara sunulmak üzere tasarlanıyorladı. Henry Ford’un Model T otomobili bu stratejiyi en iyi şekilde özetliyordu: ‘Her müşteri, istediği renkte bir arabaya sahip olabilir, tabii renk siyah olduğu sürece’. İşte bu, Pazarlama 1.0 yaklaşımı ya da ürün merkezli evreydi.

Pazarlama 2.0, günümüz enformasyon çağında ortaya çıktı, artık pazarlama o kadar kolay bir iş değil. Bugünün müşterileri bilgi açısından çok donanımlı ve benzer bir ürünü kolaylıkla birbirleriyle kıyaslayabilecek durumdalar. Ürünün değerini belirleyen müşteridir. “Müşteri kraldır” altın kuralı birçok şirket için geçerlidir.

Artık, Pazarlama 3.0‘ın ya da değere dayalı pazarlama çağının doğuşuna tanıklık ediyoruz. İnsanları artık tüketici olarak görmek yerine, pazarlamacılar onlara artık aklı, kalbi ve ruhu olan insanlar olarak yaklaşıyor. Seçtikleri ürün ve hizmetlerde sadece işlevsel ya da duygusal tatmin aramıyor, insan ruhunun tatminini de arıyorlar. Pazarlama 3.0, pazarlama kavramını insan özlemleri, değerleri ve ruhu düzeyine çıkarıyor. Tüketicilerin öteki ihtiyaç ve umutlarının asla göz ardı edilmemesi gereken bütünsel insanlar olduğuna inanıyorlar. Dijital dünyanın yaygınlaşması ile birlikte sosyal medyanın giderek daha da anlatımcı bir özellik kazanmasıyla, tüketicilerin görüş ve deneyimlerini aktararak diğer tüketicileri etkileme gücü de artıyor.

Özet olarak; Pazarlama 3.0 çağı, pazarlama uygulamalarının tüketicilerin davranış ve tutumlarındaki değişikliklerden çok fazla etkilendiği bir çağdır. Tüketicilerin daha fazla işbirlikçi, kültürel ve manevi pazarlama yaklaşımları talep ettiği bir çağ olarak tüketici merkezli pazarlamadan daha sofistikedir.