Son olarak Cornell’den Georgia Üniversitesi’ne kadar pek çok okulun başlatmış olduğu bu yeni sosyal platform sayesinde artık kampüs iletişimi daha seri gerçekleşecek, notlar kulaktan kulağa yayılırken iletişimsizliğin kurbanı oldum deme gibi lüks kalmayacak.
ConnectYard adlı bu yeni sosyal platform sayesinde ister SMS, ister email, istenirse de Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçları vasıtasıyla öğrenciler ve öğretmenler arasında ortak bir platform oluşturulmuş durumda. Örneğin bir öğrencinin öğretmenine SMS ile ConnectYard’tan attığı bir mesajı öğretmen email olarak görüp, ona email olarak cevap verip, öğrenci bunu SMS olarak görebilecek. İnanılmaz büyük bir kolaylık değil mi? Bizdeyse hala pek çok okulda ders seçmeler, not açıklamaları bile geleneksel sistemle kağıt, dilekçe vs. ile yürürken Cornell gibi öncü okullar bunu A.B.D.’de başlatmış durumda.
Mesela, ders iptal olduğunda öğretmenin attığı bir emaili isteyen istediği formatta görebilecek; kimi Facebook’unda post ya da mesaj olarak görür, kimi Twitter’dan mention ya da mesaj alır, kimi ise SMS alır ya da email oalrak cevap verir. Format tamamen serbest. Öğretmenlerin ise genel olarak emaili tercih ettiği, öğrencilerin sosyal medya ya da SMS gibi özel hayatlarına dokunan noktalarda iletişim kurmamayı tercih ettikleri belirtildi.
ConnectYard’ın bu esnek platform formatı sayesinde artık iletişimsiz kalmak neredeyse imkansız. Herkes kendi belirlediği iletişim yolu ile haberdar olacak ama kimse bende Facebook yok, akıllı telefonum yok vs. gibi bahaneler uyduramayacak. Bizde de bu sistemin adımları ufak ufak atılsa ne kadar güzel olur, öyle değil mi? Böylece Beyazıt kampüsündeki iptal olan bir derse Ümraniye’den giden bir öğrenci boşu boşuna yollarda sefillenmeden her şeyden haberdar olabilir. Bu son derece verimli sistemi kötü emellerine alet edecekler de elbette çıkacaktır ama bu her faydalı işten çıkabilecek bir dezavantaj olduğu için tercih kullanıcıya kalmış.