Lansman sırasında Mark Zuckerberg web aramalarını sosyal hale getirmek istediklerini belirterek bunun yine sosyalleştirme mantığındaki bir hamle olduğuna vurgu yaptı.
Google ‘ın Tahtı
İlk önce şu soru geldi akıllara “Google ‘ın tahtı sallanıyor mu? “. Öncelikle şunu söylemek gerekir, Facebook’un iç dinamiklerinin iyi çalışması gerekir. Evet, bu bir farklılaştırma, arama olayına sosyalleştirme çabası ekleme, kullanıcı deneyimini geliştirme amaçlı bir hamle; ancak yeterli mi? Şunu belirtmek doğru olacaktır, bugün çoğu insan Facebook’ta ilgi alanları, beğeni gibi kişiyi daha çok tanımaya yönelik bilgileri tam olarak işaretlemiyor ya da gerçek hayatla entegrasyon içinde kullanmıyor. Bu da demek oluyor ki, bu hamlenin işe yarayıp, sonuç vermesi için baş etkenlerden biri kişiye ait en azından belirleyici konuların net olarak belirtilmesi.
Tabi bu konuya Facebook açısından bakarsak, bu tamamen kişisel veri depolama amacının zirve yaptığı bir hamle. Kişiler kendilerine ait birçok detaylı veriyi paylaşmaya yönleneceklerdir. Bu da müthiş bir veri bankası demek. Aynı zamanda reklam alma amacına yönelik bir hamle olarak da düşünülebilir. “Hey markalar, Google devri bitti; siz artık buraya reklam verin!“ şeklinde bir sesleniş bu.
“Google‘ın tahtını sallar mı?” dedik. Müthiş bir farklılaştırma olduğu kesin. Google‘da ne vardı?“İzmir ‘deki Starbucks şubeleri“, GraphSearch‘te ne var? “İzmir’de arkadaşlarımın beğenip, gittiği Starbucks şubeleri“ Google‘da ne vardı? “ Coldplay albümleri “, GraphSearch’te ne var?“Arkadaşlarımın beğendiği, dinlediği Coldplay albümleri“ veya “Coldplay dinleyen arkadaşlarımın beğendiği şarkılar“... Bu özellik arama opsiyonunun değişkenlerinin gelişmesini sağlıyor açıkçası.
Zuckerberg ‘in Tarifi
Google ile farkı konusunda Mark Zuckerberg şunları söylüyor;
“Web search is designed to take any open-ended query and give you links that might have answers. Linking things together based on things that you’re interested in is a very hard technical problem,”
“ Graph Search is designed to take a precise query and give you an answer, rather than links that might provide the answer.” For example, you could ask Graph Search “Who are my friends that live in San Francisco?”
Yani şöyle açıklayalım, dediğimiz gibi Google sorgusu açık uçlu bir sorgu ve yanıtı biraz genelleştirilmiş bir yanıt.Graph Search sorgusu ise daha spesifik ve hassas arama sorgusudur.
Markalar Anlamında
Aynı zamanda konuya markalar / şirketler açısından bakarsak bu müthiş veri tabanını kullanmak, müşterilerini ona göre belirlemek, strateji oluşturmak, buna göre Facebook içinde marka konumlandırmak, reklam faaliyetlerini buna göre yönetmek, buna göre CRM çalışmalarını verimli hale getirmek bir nimet olacaktır. Özellikle Sosyal CRM konusunda müthiş yardımcı olacak bir veri tabanı ortaya çıkıyor gibi düşünebiliriz. Böylece şirketler müşterisini bulabilecek, bu önemli doğru müşteriyi bulma. Müthiş bir istatistiki bilgi kaynağı bu. Analiz süreçleri, istatistikler elde etme anlamında bir olgu. Tabi yine şirket sayfalarının net bir şekilde güncel ve tanınabilir olması da, müşterilerin markayı keşfetmesi için çok önemli bir etken. Marka kendini böylece daha iyi tanıtabilecek ve bir konumlandırma stratejisi uygulayabilecek.
Kullanıcı Deneyimi
Burada “Kullanıcı deneyimi“ konusu yine olayın merkezinde. Tamamen deneyimin gelişmesi, sosyallik katılması, daha çok kişiselleştirme çabası arama içine yüklenmiş sanki. Çevreyi takip etme, beğenileri, trendleri, tavsiyeleri izlemeye daha çok iten bir uygulama. Tam anlamıyla bir kişisel filtreleme bu. Filtrelemeden kasıt, arama opsiyonunu daha spesifik ve filtrelenmiş bir hale getirmesi.
Mobilleştirme
Graph Search‘ün şu an için mobil tarafta gelişme çabaları var. Yani şu an itibariyle henüz Graph Search mobil değil. Bunun yanında mobilletirme çabası sonrası, müthiş bir uygulama olabileceğini düşünüyorum. Tabi ki bir işi halletme konusundaki araştırma çabası için çok önemli bir zaman tasarrufu bu.
Facebook stratejik bir farklılaştırma hamlesi yaptı. Aslında bunu monotonlaşmaya doğu giden bir sosyal ağın kendini yenilemesi olarak da yorumlayabiliriz.
Yazar : Emre Guldas
Kaynak : sosyalmedyaport