Bu serinin önceki yazılarında, Facebook’un neden blog işine girmesi gerektiği yönündeki düşüncelerimi belirtmiş ve ardından da kullanıcı taraflı olarak kendisine blog sistemi için birkaç öneriyi sıralamıştım. Kullanıcı yönünden ‘ücretsiz’ ağırlıklı bir yayılım stratejisini öngörürken, durumu şirketler için değerlendirdiğimizde tam tersini savunuyor olacağım.
Ücretli olmalı.
Bir sosyal medya aracı olarak değerlendirildiğinde, Facebook üzerinde tutulabilecek bir blog, markaların iletişim çağındaki en büyük yapıtaşını oluşturabilecek iyi bir koz olarak görülebilir. Dünya çapında değerlendirildiğinde, Facebook hala iyi bir ziyaret / izleme hacmine sahip. Facebook, bunu kullanıcı etkileşimi yönünden değerlendirdiğinde, şirketlerin kendi üstünde yaptığı reklam ve tanıtım faaliyetleri için bir miktar ücret talep etmesinin iyi bir fikir olduğunu savunuyorum. Bu ücretlendirme şirketin büyüklüğüne, blogun yazılma sıklığına, güncellenme biçimine, Facebook’un reklam ağına katılıp katılmayacağına ve belki de içerik tasarımının biçimine göre farklı ödeme planları dahilinde belirlenebilir. Fakat, kesinlikle tek bir fiyatlandırma biçiminden kaçınılması gerekiyor. Küçük bir aile işletmesi ile dünya çapında ürün yada hizmet pazarlaması yapan bir şirket, Facebook’taki blog yazıları için aynı ücreti ödememeli.
Fonksiyonları kısıtlanmalı.
Kullanıcılar için olmasını beklediğim sınırsız fonksiyon desteği, şirketler yada kurumlar için açılan hesaplarda sınırlandırılmış olmalı. Arşivdeki yazılara linkler, sayısı sınırlandırılmış görsel ekleme imkanları, diğer sosyal medya araçlarına verilen ikon yada tekst linkleri dışında, şirketler için açılabilecek blog sayfalarının pek fonksiyonel tutulmasından yana değilim. Kısacası bu bloglar, markaların satış, pazarlama yada hizmet odaklı ‘reklam’ sayfaları haline gelmemeli.
Sınırlı biçimlendirme imkanı sunmalı.
Şirketler, kendilerine özgü kurumsal renklere sahip olduklarından, facebook üstünde yer alacak bloglarını da büyük ihtimalle o renklerin etrafında tasarlamak isteyeceklerdir. Bunun için, kullanıcılara verilebilecek bir tasarım motorunun daha da basitleştirilmiş bir hali şirketlerin işini görecektir diye tahmin ediyorum. Bu motorun içine belki arka plan rengini değiştirmek, linklerin ve yazıların rengini değiştirmek fonkiyonları yer alabilir.
Yazar : Kaan Uğrasız
Kaynak : Sosyalmedyaport